37.Gün

Evde yaşamaya başlayalı bugün 37 gün olmuş. Annem ve çocukların ihityaçlarını almak için çıktığım zorunlu market ve pazar alışverişi dışında evden çıkmıyorum. Birkaç defa da daralıp yürümeye çıktım.

Bu günleri biraz daha verimli geçirebilmek için tabi ki ben de planlar yaptım. Ketojenik diyet yapayım dedim, fena da gitmedi ama arada bir gelen yoğun iç sıkıntısı ve proteini abartmak sonucunda geçirdiğim fmf atağı sebebiyle bu diyetin bana pek de uygun olmadığını gördüm. Çünkü fmfli hastaların yoğun protein salınımları oluyor ve daha fazla protein almak böbreklere ağır geliyor. Neyse. Proteini abartmak yerine HIIT yaparak normal beslenmeme devam etmeyi daha mantıklı buldum. Ağrılarım ve halsizliğim bugün tamamen geçti ve yağ yakma egzersizleriyle bugüne devam edeceğim.

Yapmaya çalıştığım diğer bir etkinlik ise önemli yönetmenlerin filmlerini izlemek. Geçen hafta Federico Fellini ile başladım. Daha önceden az az izlediğim ama hiçbir zaman bitiremediğim 8½ ve La Dolce Vita’yı izledim. Tek sorun filmlerin 3 saat civarında olması. Sinefiller beni affetsin ama bir şeyi 3 saat aralıksız yapabilmem mümkün değil. Ve bir de film izlerken içimin geçmesi ve uyuklayarak izlemek son yılların ve yaşlanmanın sonucu. Bazı kısımları tekrar tekrar izliyorum bu sayede ve benim için daha kalıcı oluyor.

Fellini’ye biraz ara verip Luchino Visconti filmleri izlemeye başladım. İtalyan Yeni Dalgası ve önde gelen yönetmenlerinin filmlerini izlemeyi düşünüyorum bir süre. İzledikçe de buraya not almak ve unutmamak istiyorum. Bu konuda liste şu şekilde:

Federico Fellini

Luchino Visconti

Roberto Rossellini

Vittorio De Sica

Esasında en sevdiğim İtalyan yönetmen Michelangelo Antonioni. Onun pek çok filmini izledim.

En sevdiğim İtalyan da Marcello Mastroianni. Neyse ki izleyeceğim filmlerde onu bol bol görme fırsatım olacak.