Aphaville’in Forever Young albümünü dinliyorum. Seksenlerin müziği, seksenlerin havası, romantizmi, o çok büyük gelecek fantezileri şimdi ne kadar çocuksu geliyor. Gülümseyerek hatırlıyorum her seferinde. Ama bir taraftan da çok kıymetli. Çok tatlı, çok masum ve bir daha yaşanması mümkün olmayan bir dönem. Seksenlerde çocukluğunu ya da gençliğini yaşayanlar için çok özel zamanlar olacak her zaman. Mesela doksanlardan yahut iki binlerden bu denli severek bahsetmiyoruz.
Bizim yaşlanmamız sürekli geçmişi tüm canlılığıyla hatırlayarak en acı verici şekilde özleyerek olacak sanırım. Çünkü bir sürü fotograf, video, müzik, tv programı, film o kadar çok belge var ki. Ve bunlar gün geçmiyor ki karşımıza çıkmasın, yani böyle ayda yılda bir olmuyor. Sürekli beş yıl önce bugün şunları yapmıştın diyen sosyal medya hatırlatmalarıyla gözümüze gözümüze sokuluyor geçmiş durmaksızın.